Termessos ve Karain Mağarası Turu
Ücret: Kayıt bankosundan bilgi alınabilir.
Termessos Antik Kenti, Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında yer alır. Denizden ortalama yüksekliği 200 metre olan Antalya Dağları çevresindeki travertenlerden 1.665 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın tepesinde doğal bir platform üzerine kurulmuştur. Termessos’un, huzur veren ve el değmemiş görünümüyle diğer antik kentlerden daha farklı ve etkileyici bir havası vardır. Doğal ve tarihi zenginliklerinden ötürü, şehir adını taşıyan Milli Park kapsamına alınmıştır. Roma ve Grek kentlerinin aksine Termessos Anadolu’nun içlerinden gelen Solymnler, tarafından kurulmuştur.
Termessos’dan sonra Karain Mağarasına geçiyoruz. Yağca köyü sınırları içinde bulunan Karain Mağarası Türkiye’nin en büyük doğal mağaralar arasında yer alır. Denizden 450 metre kadar yükseklikte olan bu mağara dünya çapındaki ününü insanlık başlangıç sürecindeki yeri ile yapmıştır. Alt Yontma taş devrinden başlayıp, orta-üst Yontma taş devrinden Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç ve devamında sürekli iskan edilmiştir. Klasik dönemde ise Adak Mağarası olarak kullanılmıştır. Buluntular Antalya Müzesi’nde ve mağaranın yakınındaki müzededir.
Teleferik ile Panoramik Tur
Ücret: Kayıt bankosundan bilgi alınabilir.
Otelden alındıktan sonra Antalya Milli Park’ın içinden geçerek teleferiğin alt istasyonuna giderken muhteşem manzarayı izleme imkanınız olacak. Teleferiğin 80 kişi kapasiteli modern kabinine bindikten sonra da 4,359 metrelik yolculuk da başlayacak! 10 dakika süren teleferik gezintisinde karla kaplı dağlara bakmaya doyamayacaksınız. İndiğinizde ise Tahtalı Dağı’nın (2365 mt.) zirvesinden görünen Antalya’nın nefes kesici manzarası sizi kendisine hayran bırakacak.
Dik kaya yamaçlar ve çam ormanların arasında keyifli bir yürüyüşe çıkabilir ya da Akdeniz’in huzur verici turkuaz sularını izlerken bu güzelliğe doyabilirsiniz. Yaklaşık 2 saatlik sürenin ardından alt istasyona dönüş yapılarak otele dönülecektir.
Doğal Güzellik Şelaler Turu
Ücret: Kayıt bankosundan bilgi alınabilir.
Antalya'daki otelinizde bir tam gün gezi ile doğa gezisine başlayın. Toros Dağları'nın yamaçlarında, Antalya bölgesi başının Akdeniz'e uzanan nehirleri olarak oluşturulan çeşitli şelaleleri görün.
Düden Kıyı Şelâlesi Lâra Plajı yolundadır. Konum olarak havalimanının altında sahilde çok güzel düzenlenmiş yemyeşil Düden Parkı içinde yer alır. Kent merkezinin güneydoğusunda Düden Çayı 40 metre yükseklikteki falezlerden denize dökülür. Antalya’nın simgeleşmiş tabiat güzelliklerindendir.
Park içinde yer alan seyir terasları ziyaretçilere enfes şelale, falez ve Akdeniz manzaraları sunmaktadır. Gezi teknelerinin önemli uğrak noktalarından birisidir. Şelalenin arka kısmında Düden Çayı üzerinde lokanta ve çay bahçeleri yer almaktadır.
Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı Antalya'nın Aksu İlçesi sınırları içinde yer alan doğal güzelliği ile ziyaretçilerinin kendine hayran bıraktıran bir yerdir. D685 Antalya-Isparta Devlet Karayolunun üzerinden ulaşılır. Kurşunlu Şelalesi Antalya şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır. Özel araç ile yolculuk yaklaşık 25 dakika sürmektedir. Kurşunlu Şelalesine toplu ulaşım araçları ilede ulaşım vardır. Diğer tabiat parkları gibi buraya girişde ücretlidir.
Kurşunlu Şelalesinin bütün çevresini kaplayan patika yol yaklaşık yarım saatlik veya 45 dakikalık bir yürüyüşle gezilebilir. Şelale ziyaretinizde dinlenerek de olsa bu geziyi yapmayı unutmayınız. Dönüşte biraz tırmanış gerekiyor, ama yol üzerinde dinlenme alanları mevcut. Park içinde yer alan gölcüklerde çok sayıda balık yaşamaktadır ve bunlar gezenler tarafından rahatlıkla izlenmektedir. Aynı zamanda park zengin faunası ile dikkat çeker.
Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı içinde yeme içme mekanları, büfe, hediyelik eşya dükkanları, fotoğraf makinesi pili, kitap, harita alabileceğiniz dükkanlar ve tuvalet bulunmaktadır.
Kurşunlu Şelalesi Tabiat Parkı yöreye adını veren irili ufaklı şelalelerin bulunması maki formasyonlarının güzel örneklerini içermesi, flora, fauna ve özellikle nilüferli gölüyle olağanüstü bir peyzaj güzelliği sergilemektedir. Kızılçam, Doğu Çınarı, Defne, Yabani Zeytin, Sakız ağacı, Alıç Zakkum başlıca bitki örtüsünü oluşturur. Boz ördek, Yeşilbaş Ördek, Sakarmeke, Saz Tavuğu, Karabatak,İspinoz, Su Çulluğu, Domuz, Tilki, Tavşan, Sansar yörede yaşayan başlıca yaban hayvanlarıdır.
Demre, Myra ve Kekova Turu
Ücret: Kayıt bankosundan bilgi alınabilir.
Etkileyici Likya kaya mezarları ile yıkılmış Myra kentini ziyaret etmek için Anadolu'nun en güzel yerlerinden birine seyahat edin. Noel Baba için model haline gelen aziz adama adanmış antik amfi tiyatro ve Aziz Nikolaos Kilisesi'ni görün.
Kekova Adası'na deniz boyunca bir tekne turunun tadını çıkarın. Berrak suların altında, iki bin yıl önce meydana gelen depremlerden etkilenen Simena'nın kalıntılarını görebilirsiniz. Birçok görkemli mezarın bulunduğu antik bir mezarlığı keşfetmeden önce turkuaz sularda yüzün, korsanların tercih ettiği bir yer. Muhteşem doğal güzelliği ve büyüleyici tarihi ile dolu bir güne katılın!
Aspendos - Perge - Side Turu
Ücret: Kayıt bankosundan bilgi alınabilir.
PERGE
Pamphilya’nın önde gelen şehirlerinden biri olan Perge, Antalya’nın 18km.doğusunda, Kestros (Aksu) Nehri’nin 4 km batısında iki tepe arasındaki geniş bir ovanın üzerine kurulmuştur. Bu günün modern şehir planlamacılarını bile kıskandıracak muhteşem bir plana göre kurulan Perge hala Akdeniz bölgesinin en önemli antik kazı alanıdır. Perge adının eski Anadolu dillerinden geldiği bilinmektedir. Kestros ırmağı’nın sağladığı avantajla Perge, tarihi boyunca hem denizden 12 km uzakta olmakla korsan saldırılarından korunmuş, hem de bir liman şehri gibi çalışabilmiştir. Perge’ye gelenleri ilk olarak görkemli yapısıyla 13.000 kişilik Yunan-Roma tipi tiyatro karşılar. Tiyatro’yu geçer geçmez yolun hemen sağında 34 X 334 metre ölçülerinde antik çağlardan günümüze kalan en iyi korunmuş stadyumlardan biri çıkar. Helenistik dönemde şehrin etrafı surlarla çevrilmiş ve koruma duvarlarının üzerine 12 –13 m. Yüksekliğinde kuleler inşa edilmiştir. Pamphilya’nın en muhteşem roma hamamı Perge’de bulunmakta ve bu gün bile ziyaretçiler hamamın çalışma ve ısıtma sistemini gözlemleyebilmektedirler. Anıtsal kapılar, anıtsal çeşmeler, kendine özgü yapısıyla agora, şehri kuzeyden güneye kesen, ortasındaki su kanalı ve çevresindeki dükkânlarıyla büyüleyici Kolonlu Cadde kayda değer anıtlardan sadece bir kaçıdır. İmparatorluğun parçalanmasından sonraki sorunlar nedeniyle güçsüzleşen Perge, 7.yüzyılın ortalarına doğru artan Arap akınlarına karşı direnememiş ve terk edilmiştir.
ASPENDOS-BELKIS
Antalya’nın 45 km. doğusunda Köprüçay (Eurymedon) Irmağı’nın yanıbaşında 40.mt yükseklikte bir tepe üzerinde kurulmuştur. Hitit yazıtlarında “Asitawada” olarak söz edilen kentin tarihi MÖ. 3000 yıllarında bir akropol kent olarak başlamıştır. Tıpkı Perge gibi Eurymedon çayının gemi ulaşımına olanak sağlaması nedeniyle milattan önceki dönemlerde bir ticaret şehri olarak önem kazanmış ve büyümüştür. Zamanla ırmak alüvyonlarla dolarak gemi ulaşımı olanaksızlaşmış ve kent denizden 6 km. içerde kalmıştır. Aspendos Kenti’nden kalan en önemli eser, MÖ 2.yy da bir yarışma sonucu mimar Zenon tarafından inşa edilen 15.000 kişilik tiyatrodur. Aspendos Tiyatrosu bu gün dünyanın en iyi korunmuş ve en iyi akustiğe sahip antik tiyatrosu olarak kabul edilmektedir. Tiyatro 12.yy dan itibaren Selçuklular tarafından kervansaraya çevrilmiş ve yakın zamanlara kadar kervansaray olarak kullanılmış ve böylece günümüze kadar sağlam kalabilmiştir. Günümüzde her yıl Antalya Film ve Müzik Festivalinin galası, Uluslararası Opera ve Bale Festivali ve buna bağlı çeşitli sanatsal gösteriler Aspendos Antik Tiyatrosu’nda Yapılmaktadır. Aspendos Antik Kenti’nin bugüne ulaşmış en önemli kalıntılarından biri de kente 25 km uzaklıktaki Toros Dağlarından ve vadilerinden kaynak suyu getiren su kemerleridir. Birleşik kaplar sistemine göre çalışan bu yapı bugün Dünyanın sayılı roma dönemi su kanalı örneklerinden sayılmaktadır.
SİDE
Eski Anadolu dilinde “Nar” anlamına gelen Side’nin MÖ. 1400 yılından bu yana var olduğu ve sırasıyla Lidyalıların, Perslerin, Büyük İskender’in, Antiogonos’un, Ptolemaiosların egemenliğini tanıdığı bilinmektedir. Bölgedeki Suriye, Roma ve Bizans Egemenlikleri döneminde de sürekli gelişen Side MS. V. – VI. Yüzyıllarda en parlak devrini yaşamıştır. Antik Çağ’ın sütunlu caddelerinin en güzel iki örneği, Anadolu’nun en büyük anıtsal tarihi çeşmesi, yine portiklerle çevrili 100X100 m. Boyutlarında anıtsal bir yapı olarak agora, gymnasium ve antik çağ tiyatroları içinde kendine özgü tek mimariye sahip Side Tiyatrosu ziyaretçileri büyüleyen yapılar arasında Side’nin zenginliklerinden sadece birkaçıdır. Tarihi Side’nin kalıntıları arasına yerleşen bugünkü Side bu tarihsel zenginliği kadar olağan üstü plajları ve yarımadası gibi doğal güzellikleriyle de bir çekim merkezidir.